bozbulantı

sayılara karşı çıkmak zordurkelimelere karşı çıkmaktan ***‘’göğsünde mekanik bir kuş kalbikalbinde Meryem adağıneredeyse kelimeler duyulacakkarın boşluğundan az sıkılmış bir vida gibiayakların toprağaduramıyorsun kimsenin yarası yok sanıyorsunçok yaralanmış olmaktan’’ ***drum drum drum druminsan olmak istiyorum (görsel: ”harmony”, by remedios varo)

insanın aklı kadar kalbi de olmalı  bir adam tanıdımbirçok görünümünde başı öne eğiktiaklından bir kalp yapmışkalbinde atıp duran aklından başkası değil (bunu ispat etmenin yeri burası değil) bir adam tanıdımbildiğim ne varsa meydan okudubaşı öne eğikti meydan okudu tanıdıkça anladımokudukça okudu ***dün gece bir şiir düşünmüştüm şimdi unuttumuyku daha ağır bastı hepten unuttumkim bilir neresinde başımın – […]

“Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman”(Tekvîr, 81:9) sen artık hem fener bekçisisin sevgilimhem beklediğin o fenerin kendisişiirim neye yarartopraklar banaövgüler sana sanki etini gitmekten yapmış da yapan adını “bekleyen” okumuş okuyanlarbak ben böyle çiçekli anlarım seni dover’de bir garip calais’de bir yetimakdeniz’de sosyolojik bir kuramsaçlarından bir dalgaya kapılmışbir o yana bir bu […]

görüyorsun değil mine kadar inceldi kentneredeyse şuracıktanansızın bir kent daha görünecek (iki kent – edip cansever) sahrada rüzgara kapılmış bir tüygibi başıboştutanıştırayım: kalbim eylülün bed sesindenhuzurlu ezgiler duya duyaayaklarının ucunda karar kıldıaferin ona bilmek içiniyice bilmek içindaha da bilmek içinO’ndan O’nusenden O’nu *** fakat orada her resimsonlu demirlerle mazgallanıyorinan içim burkuluyor sevgilimtoroslar değil içim mazgallanıyor […]

nedensiz bir çocuk ağlaması bileçok sonraki bir gülüşün başlangıcıdırumuş / edip cansever öylesine bir gülersininsanın bazen olur öylesine güldüğüfakat ben ömrümde ilk kez anlaşılırıminsanın kaç kez olur böyle anlaşıldığıben her yaşım adına birden anlaşılırımon kez şükür Allahım öylesine bir ağlarsınzaten sen durur durur öylesine ağlarsıneşyanın arkasında bir yerlere seslenireşyanın üzerine basa basa ağlarsın  yaş değiştirme törenine dahi […]

bir kuşa iki kere bakınca uçmanın da çoğu çırpınmak / münip gaseyan bir güzelin yüzündentüm kuşların adını bilivermek isteğiyapraklı ne varsa görür görmez tanımak kanadını dünyaya ilk kez mi salıyorsunaceleye getirilmiş biçimsiz bir eylül buhenüz bir ağıt bile yazamadım gitme durhem güneye göçmeyi nereden biliyorsun bahtıgüzelgel ödünç al akşamüstlerimibir daha verme geri biliyorsunkaderle uçan kuşlaryine […]

bir sabahtüm köy aynı rüyayı gördüben seni gördüm o zaman benseni sevdiğimi bilmeden henüzpapyonlu bir ziyafetten geliyor gibi olurdumhayra yorardım bir akşamtüm köy aynı rüyaya yattıbir tek ikimiz gördük sevgilimaynı dalından portakal ve zeytin salınanportakal ve zeytin ağaçlarını üç bavul aldım elimeuzakta çok uzakta bir yerdeyolda kalmak içinuzun bir sefere çıktım (pardon ama sizin eviniz […]

aç pencerenihücrendengökyüzünegök yüzünle dolsun sevgilimdoya doyagökçek yüzünügörebileyim aç gökyüzünüpencerendenhücreneay gibi özgürsünay aydınlık yüzlüüzüm gözlüm dünyaya kapalıevrene açık göksel sevgilim (görsel: “queen of flowers” by alla tsank)